{ "title": "Aids Testi", "image": "https://www.aidshastaligi.gen.tr/images/aids-testi.jpg", "date": "21.01.2024 08:02:01", "author": "seval sarıboya", "article": [ { "article": "
Aids Testi, Hastalığı yapan organizmalar, virüsler, bakteriler ve mantarlar olabilir. Bütün bu hastalıklar bir veya birkaç yolla insana geçebilme özelliğidir. İnsandan insana, hayvandan insana olduğu gibi, topraktan insana da bulaşma gerçekleşebilir. Aids kan yoluyla bulaşan bir hastalıktır. Bu nedenle kan üzerinden test yapılır. Bunun da ismi Elisa (Anti-HIV) testidir. Aids teşhisi için yapılan testler, kan örneği alınarak yapılması gereken bir durumdur. HIV vücuda girdikten sonra vücut savaşmak için antikor denilen maddeler üretmeye başlar. Fakat bu antikorların oluşabilmesi için üç aylık bir dönem gerektirebiliyor. Bu ilk üç aylık döneme pencere dönemi denilmektedir. Vücudun oluşturduğu antikorları tespit edebilmek için Anti-HIV testi yapılır. Söz konusu olan antikorlar bu dönemde henüz oluşmadığından dolayı Anti-HIV testi yanıltıcı olabiliyor. Bu test ile elde edilen pozitif bir sonucun tekrar test edilerek hastalığa sebep olan mikroba karşı gelişmiş olan antikorların doğrulanması gerekebilir. Bu durumda vücudun kendisine yabancı maddelere karşı ürettiği bir savunma aracıdır. Yani HIV (+) veya HIV pozitif kişi olması için kanında bu antikor bulunan kişiye denir. Ancak bu şekilde teşhis koyulabilir. Tedavi için; Önce kan değerleri, kan sayımı, lenfosit oranı ve CD4 oranları incelenir ve daha sonra da tedaviye başlanır. Hastalıkların tedavisinde bazen hastalık yapıcı mikrobun cinsine göre değişebiliyor. Penisilin ve benzeri antibiyotikler bakterilere karşı tesirlidir. Tek hücreli canlı mikroplarla meydana gelen hastalıklar da çeşitli kimyevi maddelerden oluşan ilaçlarla iyileştirilir. Virüs hastalıkları antibiyotiklerden etkilenmezler. Ayrıca hastalıklardan korunmak, iyileşmek veya bağışıklık sistemini geliştirmek için kullanılan aşılar ile ne kadar erken tedavi edilirse, başarı o kadar yüksek olacaktır.

Aids Testi Taraması; HIV bulaşmasından sonra insan vücudunun savunma sistemine yerleşir. Bağışıklık sistemi denen bu savunma merkezi sistemi insanda hastalık yapan mikroplardan ve maddelerden korunması gereklidir. Bu sistem neticesinde her mikrop her zaman hastalığa yol açmaz ve birçok hastalıkta hafif geçebilir. Bazı durumlarda bu virüs vücuda ilk girdiği zaman hiçbir belirti vermeyebilir. Sadece grip ve soğuk algınlığı gibi benzeri rahatsızlıklar olur. Bu bağlamda virüsün bağışıklık sistemi arasındaki bu mücadele yaklaşık on yıl kadar devam eder. Bu süre diğer faktörlere bağlı olarak değişebilir. İşte bu evrede kan testinin bir zaafı vardır. Yani virüs vücuda girdikten üç ay sonrasına kadar kendini göstermemesidir. Hiv ilerledikçe virüs kendisini kopyalamaya devam eder. Virüsün kopya sayısı ve virüs yükü kanda artar. Bu dönemde Elisa testinin gerçek pozitifliğini tespit etme oranı daha yüksektir. P24 Antijen testi HIV virüsüne özgü olan viral bir proteindir. Bu proteinin vücutta saptanması durumunda virüs varlığını ortaya koyar. Bu protein virüs bulaşmasından sonra geçen iki veya altı hafta içinde yüksek düzeyde kanda bulunur. Daha sonra düzeyi düşmeye başlar. Aglütinasyon testi, gerçek pozitifliği tespit edebilme yöntemi gibi fazla sayıda numuneye aynı anda bakılabilir. PCR testi, erken evrede HIV virüsünün kanda tespiti için kullanılır.
" } ] }